Kişi zaman zaman kendini eksik, güçsüz hissedebilir. Hayatımızın belirli dönemlerinde bu süreçlerden geçmemiz gayet olası bir durumdur. İlerleyen dönemlerde daha büyük sorunlarla karılaşmamak adına bu tarz problemler göz ardı edilmemeli, profesyonel bir destek alınmalıdır.
Bireysel psikoterapi, amaçları davranış ve tutumların değişikliğini sağlamak, ilişkileri düzenlemek, sorunlarla baş etme kapasitesini artırabilmek, kendine olan güveni sağlamlaştırmak ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışmalardır. Bu sürecin sonunda kişi sorunlara daha farklı pencerelerden bakma, kendini daha iyi analiz edebilme ve daha mutlu bir yaşam yolculuğu sürdürme yeteneğini geliştirir.
Depresyon (majör depresif bozukluk), hisleri, düşünceleri ve davranışları olumsuz yönde etkileyen bir duygu durum bozukluğudur. Depresyon, üzüntü duygularına ve/veya bir zamanlar keyif alınan etkinliklere karşı ilgi kaybına neden olur. Çeşitli duygusal ve fiziksel sorunlara yol açabilmekle birlikte işte ve evde çalışma arzusunu ve becerileri azaltıcı etkiye sahiptir.
Kaygı, gelecek hakkında zihnimizde oluşan endişeli, gergin ya da korkmuş olduğumuz düşüncelere karşı vermiş olduğumuz tepkidir. Kaygı, tehdit altında olduğumuzu hissettiğimizde doğal bir insan tepkisidir. Düşüncelerimiz, duygularımız ve fiziksel duyumlarımız aracılığıyla deneyimlenebilir.
Panik ataklar, bir tür korku tepkisidir. Vücudun tehlikeye, strese veya heyecana verdiği normal tepkinin felaketleştirilmesidir. Panik atak sırasında, fiziksel belirtiler çok hızlı bir şekilde oluşur. Belirtilerden bazıları; kalp çarpıntısı, baş dönmesi ve sersemlik hissi, çok sıcak ya da çok soğuk hissetmek, terlemek, titreme ve mide bulantısıdır.
Obsesif - Kompulsif Bozukluk (OKB), bir kişinin kontrol edilemeyen, tekrarlayan düşüncelerle kaynaşması ve bu durumdan kurtulmaya çalıştıkça ortaya koyduğu işlevsiz stratejilerle bu sürecin daha yoğun bir hal almasıdır.
Sosyal fobi başka insanların gözünden; gülünç, tuhaf ve utanç verici olarak görünmekten duyulan kaygı ve bu kaygının neden olduğunu sosyal ortamlarda kaçınma sürecidir. Sosyal fobisi olan bireyler konuşurken, yemek yerken, yürürken kaygılı olurlar. Kaygılarının belli olmasından ve bu süreçte kızarmak terlemek gibi durumların ortaya çıkmasından utanırlar.
Korku ve Fobiler, bir nesne veya duruma karşı mantıksız ve aşırı bir korkulardır. Çoğu durumda, fobiler bir tehlikeye ya da zarar görme korkusu içerir. Örneğin, agorafobisi olanlar, kurtulamayacaklarını düşündükleri bir yerde ya da durumda sıkışıp kalmaktan korkarlar. Fobileri üç temel başlıkta toplayabiliriz; özgül fobiler, sosyal fobi ve agorafobi. Tüm fobilerin yarattığı tıkanmaların çözümü için Bilişsel Davranışçı Terapi en sağlıklı yöntemdir.
İletişim problemleri, aile içinde veya özel ilişkilerde her iki tarafından duygu ve düşüncelerini açıklıkla ifade etmemesi ve tarafların birbirlerinin beklentilerini karşılayamaması sonucu ortaya çıkar. İletişim de oluşan problemler bazen taraflar arasında iletişimin tamamen kopmasına bile sebebiyet verebilir. Sağlıklı iletişim anlaşılmanın ve anlamanın en önemli aşamasıdır.
Sınav kaygısı; kişinin sınav sonucunda elde edeceğini düşündüğü akademik başarısızlığı genelleyerek bunu kişiliğinin başarısızlığı olarak algılamasından kaynaklanan, dolayısıyla öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasını engelleyen ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygı durumudur. Kaygı duygusu hayatın bir gerçeği ve başarının gerekliliklerinden biridir ancak her durumda olduğu gibi orantısız olarak oluşan her şey yıkıcı bir hal almaya başlar. Bu duygunun içeriğini öğrenmek ve katkı sunar bir hale getirmek adına bireysel psikoterapiler önemli bir işleve sahiptir.
Yas, sevilen birinin kaybına verilen doğal bir insan tepkisidir. Kendini birçok şekilde gösterebilir. Yas, inkar, öfke ve suçluluk, bir rahatlama alanı bulmaya çalışma ve sonunda kayba uyum sağlamaya gibi aşamalara sahiptir. Yas yaşanması gereken bir süreçtir. Hayatta kalanlar için yas süreci uzun yıllar alabilir. Yaşamın son aşaması olarak ölümü ve ölmeyi kabul etmenin zorluğu, yas sürecinin tamamıyla ilgilidir.
Travma; kişinin kendini yoğun çaresizlik içerisinde hissetmesi anlamını taşır. Ancak travmalar her kişi için Travma Sonrası Stres Bozukluğu'nun oluşmasına sebep olmaz. Bazı kişiler bu süreci herhangi bir problem yaşamadan geride bırakırken bazı kişiler ise depresyon, anksiyete bozuklukları, alkol-madde kullanım bozukluğu gibi durumları yaşayabilirler. Travma Sonrası Stres Bozukluğu'nun oluşması sürecinde yaşanan travma ile birlikte geçmiş deneyimlerimiz de önemli bir rol oynamaktadır.
24
Temmuz
10
Temmuz
19
Haziran
05
Haziran
Tanıtım Videosu
İbrahim beye ilişkimde yaşadığım sorunlar üzerine gittim. Bana ilişkinin temellerini fark ettirdiği ve bakış açılarımı gözden geçirmemi sağlayıp çözüme yönelik desteği için teşekkür ediyorum.
Yüzlerce soru işareti ile girdiğim seanslar sonucunda hep kendimle ilgili yeni bir şey keşfederek çıktım. Kafamda terapiye dair oluşturduğum bütün ön yargılarım onun sayesinde kırıldı. Herkese gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum.
İyi ki yollarımız kesişti diyebilirim. Yoğun kaygılarımla başa çıkmamda yardımcı olduğu için çok teşekkür ediyorum. Önceden olsa daha önce başlamadığım için bile kaygılanırdım ama artık bunlardan korkmak yerine onlarla savaşmayı öğrendim. Deneyimi ve bilgileri dolayısıyla teşekkür ediyor ve herkese tavsiye ediyorum.
İbrahim Bey ile görüşmelerimizden çok memnun kaldım. İlgili, alakalı, tekrar görüşmeme vesile olacak biri. Daha önce de farklı deneyimim olmuştu ama bu devamlılığı getirmemiştim.Hayata bakış açım değişti.Daha önce üzüldüğüm şeylere artık farklı açılardan bakabiliyorum.İbrahim Bey samimiydi,insanı rahatlatabilen...
İbrahim beyi bir arkadaşım tavsiye etti. Yas sürecin deydim. Babamı yeni kaybetmiştim. Boşanma süreci geçirmiştim. İbrahim bey ile yollarım hayatımın en zorlu zamanlarında kesişti. Yani inanın bana açtığı kapının benim hayatımda ki değeri kelimelerle anlatılmaz. İlk sorduğu soru buraya ne amaçla geldiniz oldu...