Sosyal fobi başka insanların gözünden; gülünç, tuhaf ve utanç verici olarak görünmekten duyulan kaygı ve bu kaygının neden olduğunu sosyal ortamlarda kaçınma sürecidir. Sosyal fobisi olan bireyler konuşurken, yemek yerken, yürürken kaygılı olurlar. Kaygılarının belli olmasından ve bu süreçte kızarmak terlemek gibi durumların ortaya çıkmasından utanırlar.
Sosyal fobisi olan bireyler yaşadıkları durumu şu şekilde ifade ederler:
Sosyal ortamlarda büyük bir utanç duyuyorum, bazen ölecekmiş gibi olduğunu hissettiğim oluyor. Bulunduğum ortamdan kaçıp gitmek istiyor ve ortamdaki insanları yeniden görmek istemiyorum.
Sosyal fobisi olan kişilerin dikkati aynı ortamda bulundukları kişilerin zihnindedir. Sürekli olarak onlar tarafından nasıl görüldüklerini, nasıl değerlendirildiklerini düşünür ve kendi davranışlarını, ses tonlarını, beden dillerini kontrol ederler.
Kişilerin psikolojik süreçlerinde en sık gözlemlenen problemlerden biri sosyal fobidir. Ülkemizde ortalama on kişiden birinde sosyal fobi gözlemlenmektedir. Araştırmalara incelediğimizde bu oranın üniversite öğrencilerinde %24 olduğunu görmekteyiz. Sosyal fobinin bu dönemde daha sık görüldüğünü söyleyebiliriz.
Kişi rahatsızlık duyduğu bir olayla karşılaştığı anda vücudunda farklı belirtilerin ortaya çıktığını gözlemler. Nefes kesilmesi, yüz kızarması, titreme, terleme, çarpıntı, nefes darlığı, mide bağırsak sisteminde rahatsızlık gibi belirtiler yaşanabilir. Bu sırada zihin içinde bulunulan duruma karşı belli başlı yorumlarda bulunur. Kişinin düşünceleri ‘mükemmel olmalıyım, hata yapmamalıyım, kaygılı olduğumu belli etmemeliyim, kusursuz görünmeliyim, güçsüzüm, yetersizim, beğeniyorum, çirkinim’ gibi cümleleri içerebilir. Tüm bu bahsettiğimiz belirtileri ve düşünceleri yaşayan kişiler kaçınma davranışları sergilerler. Bu davranışlar; göz temasından kaçırma, korkulan ortamı terketme, kaygı duyulan yere girememe şeklinde gözlemlenir.
Tedavi sürecinde terapi yöntemleri ve ilaç kullanımı en yaygın olan 2 yöntemdir. Son yıllarda yapılan çalışmalar göstermiştir ki bu tarz kaygı problemleri i̇laçsız şekilde tedavi edebilmektedir. Bu anlamda bilişsel davranışçı terapiler kişinin sürece dair farklılık kazanması noktasında önemli bir çözüm yöntemidir. Son yıllarda ülkemizde de kullanılmaya başlanan üçüncü nesil terapi yöntemleri yüksek oranda faydalı olmaktadır.
Her problemde olduğu gibi ilk adım bir problemin yaşandığını fark ediyor olmaktır. Tedavi başvurunun yapıldığı ilk anda itibaren başlar.
Toplumumuz içerisinde efendilik kavramı bu problemi normalleştirilmesine ve yüceltilmesini sağlar. Oysa kişiler bu süreçte arkadaşlarından, yeteneklerinden, doyum aldıkları hayatlarından gitgide uzaklaşırlar. Önemli olan problemi farkedip profesyonel bir bakış açısıyla konuyu değerlendiriyor olmaktır. Tıkanmış hissettiğiniz süreçlerde ruh sağlığı profesyonellerine başvurabilirsiniz.
İbrahim beye ilişkimde yaşadığım sorunlar üzerine gittim. Bana ilişkinin temellerini fark ettirdiği ve bakış açılarımı gözden geçirmemi sağlayıp çözüme yönelik desteği için teşekkür ediyorum.
Yüzlerce soru işareti ile girdiğim seanslar sonucunda hep kendimle ilgili yeni bir şey keşfederek çıktım. Kafamda terapiye dair oluşturduğum bütün ön yargılarım onun sayesinde kırıldı. Herkese gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum.
İyi ki yollarımız kesişti diyebilirim. Yoğun kaygılarımla başa çıkmamda yardımcı olduğu için çok teşekkür ediyorum. Önceden olsa daha önce başlamadığım için bile kaygılanırdım ama artık bunlardan korkmak yerine onlarla savaşmayı öğrendim. Deneyimi ve bilgileri dolayısıyla teşekkür ediyor ve herkese tavsiye ediyorum.
İbrahim Bey ile görüşmelerimizden çok memnun kaldım. İlgili, alakalı, tekrar görüşmeme vesile olacak biri. Daha önce de farklı deneyimim olmuştu ama bu devamlılığı getirmemiştim.Hayata bakış açım değişti.Daha önce üzüldüğüm şeylere artık farklı açılardan bakabiliyorum.İbrahim Bey samimiydi,insanı rahatlatabilen...
İbrahim beyi bir arkadaşım tavsiye etti. Yas sürecin deydim. Babamı yeni kaybetmiştim. Boşanma süreci geçirmiştim. İbrahim bey ile yollarım hayatımın en zorlu zamanlarında kesişti. Yani inanın bana açtığı kapının benim hayatımda ki değeri kelimelerle anlatılmaz. İlk sorduğu soru buraya ne amaçla geldiniz oldu...