Ayrılık Anksiyetesi | ibrahimozcanli.com

10

Tem 2023

Ayrılık Anksiyetesi | Aile ve İlişki Terapisi

 Her insan hayatı boyunca birçok belirsizlik ve tehlikeyle karşı karşıya gelmektedir. Bu tehlikeler gerçek bir nesneye bağlıysa o zaman bu durumu korku olarak ele alabiliriz. Örneğin ani bir şekilde önümüze çıkan bir köpekten korkabiliriz. Eğer karşımıza çıkma ihtimalini düşünüyor olursak o zaman bu durum bir kaygıdır ve düşüncelerin içinde kendine yer bulur. Yani kaygılar belirsiz ve tehlikeli durumlara dair verdiğimiz zihinsel ve bedensel tepkilerdir diyebiliriz. Peki bu kaygı nasıl başlar ve zaman içinde sevgiliden ayrılma, işte ayrılma, aileden ayrılma süreçlerinde nasıl bir kısır döngü oluşturur? Dilerseniz sürece daha yakından bakalım.

 Çocuğun ilk kaygısı doğumla birlikte annesinden ayrılırken bozulan anne-çocuk bütünlüğünden kaynaklanmaktadır. Zor geçen bir doğum süreci ve devamlılığında oluşan durumlar kaygı düzeyinin yükselmesine sebep olabilmektedir. Ayrılık kaygısı üzerine yapılan çalışmalarda bu durumu yaşayan çocukların ebeveynlerinde de ayrılık kaygısı gözlemlenmiştir. Yani kaygı zihinsel ve bedensel bir tepkinin de ötesinde öğrenilebilen bir durum olarak da ele alınabilir. Çocukluk dönemindeki aşırı korumacılık, çocuğunun ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmaması ve yetiştirme tarzı gibi ebeveyn tutumlarıyla kaygının zeminin oluşturulabilir. Bu durum ilerleyen yıllarda ergenlik döneminde aşırı duygulanımlar, tepkiler, ani çıkışlar ile kendini ortaya koyabilir. Ayrıca ebeveyn tutumlarının az önce söylediğimiz şekilde devamlılığı, bu yaşlarda da kaygıyı arttırabilecek niteliktedir. Yani çocukluk dönemindeki bağlanma stilimiz ilerleyen yıllardaki deneyimlerimizi etkiler. Kişinin kaygılı bağlanmasının problem oluşturacağı gibi güvenli bağlanmasının da ilerleyen yıllarda problem çözümü, içsel bütünlük, baş etme becerileri gibi alanlara katkı sağlayabileceğini söyleyebiliriz.

 Ayrılma kaygısının tanı kriterleri arasında; kaygının uzun sürmesi, yaşamsal işlevsellikte bozulma ve gelişime uygun olmayan yoğun kaygılar yer almaktadır. Bu durumun belirtilerine bakacak olursak; bireyin bağlandığı kişi tarafından terk edildiğinde bunula baş edemeyeceğine dair düşünmesi, bağlanılan kişiye kritik bir zarar geleceği kaygısı, yakınları ile beraber güvenli bir ortamda kendini güvende hissedebilme, tek başına uyumakta güçlük çekme endişeleri olduğu görülmüştür.Ayrıca bağlandığı kişi ve yakınları ile ilişkisini bozacak durumlardan kaygılanma, günlük işlerinde aksama olduğunda yakınları ile ilişkilerinin bozulacağı, yakınlarından ayrılma veya onların kendisini terk edeceği düşüncesi ile panik atağı geçirme, bağlandığı kişileri yanında tutabilmek için gereğinden fazla konuşma gibi klinik belirtilerin ortaya çıktığı görülmüştür.

 Çocukluk döneminde bakıcı ve okul reddi, ilerleyen yaşlarda uyku problemleri ile kendini gösteren bu durum ile çalışırken en önemli şey kişinin güncel kaygılarını da ele alarak bu süreçler arasındaki paralellikleri belirlemek ve kişisel başa çıkma becerilerine kazanmak adına çalışmalar yapmaktır. Yaşadığımız birçok şey de olduğu gibi bu durumda da çocukluk yaşantısı ve aile geçmişi önemli bir rol oynamaktadır. Süreç güncel yaşantılarla tetiklenebilir ve sönümlenebilir.

İbrahim ÖZCANLI

Uzman Klinik Psikolog

Tanıtım Videosu

Danışanlarımızın Görüşleri?

Whatsapp | Uzm. Kl. Psk. İbrahim ÖZCANLI

Size daha iyi bir hizmet sunabilmek için yasal düzenlemelere uygun çerezler kullanıyoruz, kabul ettiğinizde çerezler ile toplanan verileriniz Kişisel Veri Bilgilendirme Metinleri’nde belirtilen şekillerde mevzuata uygun olarak kullanılabilecektir. Ayrıntılı bilgiye Çerez Politikası'ndan ulaşabilirsiniz.