Günümüzün en büyük ihtiyaçlarının başında kendimizi mutlu hissetmek geliyor. Bu ihtiyaç sadece bugünü değil insanlığın var olduğu ilk zamanlardan bu yana bir ihtiyaç olarak karşımızda duruyordu. Ancak bugüne geldiğimizde mutluluğun bir olmazsa olmaz olarak algılanışının belli başlı gerekçeleriyle birlikte yaşıyoruz. Bu gerekçeler fizyolojik olarak mutsuzluğa dair deneyimlerimizin bize verdiği acı ve ıstıraplardan kaynaklı olarak ortaya çıkıyor ancak devamlılığında bir ihtiyaçtan öte zorunluluk gibi algılanmaya başlıyor. Bu algının oluşmasında en büyük etkenlerin başında kullandığımız sosyal medya uygulamaları, toplumunu oluşturmuş olduğu ‘iyilik, güzellik, mutluluk’ çerçeveleri ve geçmişimizde öğrendiğimiz acı verici olayların bizden uzak olması ve mutluluğun insanın doğal hali olduğu mitleri etkili oluyor.
İnsanı daha yakından ele alıp biraz daha hayatın içerisine girdiğimizde görüyoruz ki bizler her anı mutlulukla geçiren, problemlerden uzaklaşabilen ve geleceğimizi muhteşem bir örüntüyle inşa etmeye tüm imkanları yeten varlıklar değiliz. Aksine hayatın içerisinde acılarımızın, yaşamak istenmeyen duygu ve düşüncelerin varlığı görmezden gelincek kadar ufak bir yer kaplamıyor. Ancak hayat sadece acı dolu olsaydı o zaman da ıstıraplarımız artar ve nefes alabilecek alanlarımız olmazdı. O nedenle her zaman mutluluk da bizim için bir ihtiyaç. Peki gerçekten mutluluk nedir?
Bir çok kişi mutluluğu farklı şekillerde tanımlamıştır. Bu tanımlardan biri zevk memnuniyet ve haz üzerinden yapılmaktadır. Bu tanımı karşılar şekilde hayatı yaşamaya çalıştığımızda anlık iyi oluşlar ve iyi hissedişlerle günlerimizi geçirmekte oluyoruz. Bu durumda az önce belirtmiş olduğumuz toplumsal iyi hissetme algısına uygun olduğu için de ilk aşamalarda daha sınırlı problemlerle karşı karşıya kalırız. Ancak zaman içerisinde farkederiz ki iyi hissetmek gerçekten de iyileşmek anlamını taşımıyor. Sadece haz nesnelerimizle bağ kurduğumuzda kendimizi iyi hissediyor, geri kalan zamanlarda kaygılı, telaşlı ve depresif bir ruh halinde oluyoruz. Bu nedenle adeta bir mutluluk tuzağının içine düşüyor ve orada kendimize anlık görevler tanımlayıp ufak ufak ‘mutluluk' parçalarıyla hayatımızı devam ettiriyoruz. Yani haz veren hislerin peşinden koşarken kendimizi derin bir yorgunluğun içinde bulabiliyoruz.
Şüphesiz ki hepimiz iyi hissetmek istiyoruz ve iyi hislere ihtiyaç duyuyoruz. Bu süreç gayet doğaldır. Ancak bu isteğin her an mevcut olması ve çabalamalarımız bu yolda başarısız olmayı beraberinde getiriyor.
Mutluluğun bir diğer tanımı ise; içsel olarak huzurlu, anlamlı ve zengin bir hayat yaşamak. Bu süreçte karşılaştığımız en büyük engel ise bu mutluluğun anlık ve basit olmasın ötesinde belli başlı bir kararlılığı ve emeği gerektiriyor olması. Ancak içimizin en derininde inandığımız, değer verdiğimiz şeyler için mücadele etmek yeni hayat damarlarımızın açılmasına, yaşamsal zenginliğe, yaşam enerjisine ve özgüvene ulaşan bir yolculuk halini alıyor. Tabi ki bu yolculuk sadece iyi hissetmeyi değil, acıları, kaygıları ve zorlanmaları barındırıyor. Anlamlı olan tarafı ise bu süreç, haz veren hislerin aksine kalıcı, besleyici ve doyurucu bir süreç oluyor.
Yaşamaya değer bir hayatı inşa etmek önemli bir arzu ve girişimdir. O nedenle bu süreç için gerekli zamanı ve emeği ayırıyor olmak bizler için sürdürülebilir, anlamlı ve zenginleşmiş bir yaşamın kapılarını açar. O nedenle hızlanmak yerine biraz yavaşlayıp içsel olarak nelere ihtiyaç duyduğumuzu görebilmek, kendimize sağlayacağımız en önemli katkılardan biri olacaktır.
İbrahim ÖZCANLI
Uzman Klinik Psikolog
İbrahim beye ilişkimde yaşadığım sorunlar üzerine gittim. Bana ilişkinin temellerini fark ettirdiği ve bakış açılarımı gözden geçirmemi sağlayıp çözüme yönelik desteği için teşekkür ediyorum.
Yüzlerce soru işareti ile girdiğim seanslar sonucunda hep kendimle ilgili yeni bir şey keşfederek çıktım. Kafamda terapiye dair oluşturduğum bütün ön yargılarım onun sayesinde kırıldı. Herkese gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum.
İyi ki yollarımız kesişti diyebilirim. Yoğun kaygılarımla başa çıkmamda yardımcı olduğu için çok teşekkür ediyorum. Önceden olsa daha önce başlamadığım için bile kaygılanırdım ama artık bunlardan korkmak yerine onlarla savaşmayı öğrendim. Deneyimi ve bilgileri dolayısıyla teşekkür ediyor ve herkese tavsiye ediyorum.
İbrahim Bey ile görüşmelerimizden çok memnun kaldım. İlgili, alakalı, tekrar görüşmeme vesile olacak biri. Daha önce de farklı deneyimim olmuştu ama bu devamlılığı getirmemiştim.Hayata bakış açım değişti.Daha önce üzüldüğüm şeylere artık farklı açılardan bakabiliyorum.İbrahim Bey samimiydi,insanı rahatlatabilen...
İbrahim beyi bir arkadaşım tavsiye etti. Yas sürecin deydim. Babamı yeni kaybetmiştim. Boşanma süreci geçirmiştim. İbrahim bey ile yollarım hayatımın en zorlu zamanlarında kesişti. Yani inanın bana açtığı kapının benim hayatımda ki değeri kelimelerle anlatılmaz. İlk sorduğu soru buraya ne amaçla geldiniz oldu...